Kısa temyiz olarak da bilinen süre tulum dilekçesi, aleyhe hüküm verilen karara itiraz için kanun yollarına başvurmak ve esasen kanunda öngörülen 7 günlük süreyi durdurmak üzere sunulur.
“5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 273. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca İstinaf istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. İlk derece mahkemesi, gerekçeli kararı yazdıktan ve gerekçeli karar tebliğ edildikten sonra ise bu kez ayrıntılı ve gerekçeli istinaf dilekçesi yazılır. Ceza mahkemelerinde hüküm, yüze karşı okunup tefhim edildiği için istinaf dilekçesini sunma süresi, tefhim ile başlar. Ancak hüküm, istinaf yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmış ise 7 günlük süre tebliğ tarihinden itibaren başlar.”
Mahkeme tarafından verilen kararın temyiz sürecinde hukuki yarar sağlamadığı düşünülse dahi avukat, müvekkilin bu hususta yazılı iznini almadıkça temyiz hakkından imtina edemez.
İstinaf dilekçesi, bölge adliye mahkemeleri olarak da bilinen istinaf mahkemelerine ya da bölge idare mahkemesine gönderilmek üzere dava dosyasının incelendiği yerel mahkemeye verilmesi gereken bir dilekçe örneğidir. Kısa istinaf dilekçesi olarak bilinen süre tulum dilekçesi verme sürecinde ise farklı bir hukuki prosedür uygulanır.
Süre Tulum Dilekçesi Nedir?
Kısa temyiz dilekçesi olarak da bilinir. Ceza mahkemelerine tefhimle birlikte söz konusu olan sürelerin, tarafınız lehine durdurulması için verilen hukuki bir belgedir. Daha net bir tabirle, mahkemede hakimin vermiş olduğu son celse kararı mahkeme salonunda tefhim edildiyse, yani sanığın yüzüne okunduysa ve bu süre eğer tefhimle başlamışsa, istinaf için kısa süreler ortaya çıktığından gerekçeli karar genellikle bu süreler içinde yazılamaz.
Gerekçeli kararın yazma süresinin uzayabilmesi gibi durumlarda, istinaf için gerekli olan kısa sürelerde hukuki işlem yapılması hassas bir süreçtir. Dolayısıyla mahkemede verilen kesin kararı istinaf etmek isteyen taraf, gerekçeli kararın yazılmamış olmasından dolayı gerekçeyi bilemediğinden istinaf gerekçelerini de yazamaz.
Kısa istinaf dilekçesi olarak bilinen bu dilekçede, bu tür durumlarda istinaf süresini kesmek için ihtiyaç duyulmaktadır. Hukuki uygulamada bu dilekçeye süre tulum dilekçesi adı verilir.
İstinaf
Süre tulum dilekçesi istinaf başvurularında verilen önemli bir belgedir. Bu dilekçe ile istinafa başvuruda bulunacağınız mahkemeye bildirim yapabilmeniz mümkün.
Hakimin gerekçeli kararının yazdırılması sürecinde istinaf başvuru hakkını kaçırmak istemeyen dava taraflarının dilekçe aracılığıyla, istinaf başvurusu yapabilmeleri mümkün olur. Eğer bu dilekçe ile istinafa başvurulacak olan mahkemeye bildirim yapılmışsa, dava sonucuna göre istinaf süresi de durdurulmuş olur.
İcra mahkemeleri, iş mahkemeleri ve ceza mahkemelerinde temyiz süreleri, kararın tefhim edilmiş olduğu durumlarda tefhim tarihi ile başlamaktadır. Diğer mahkemelerdeki temyiz süresi ise kararın taraflara tebliğ edilmesinden sonra başlar.
Süre tefhimle başladığında temyiz için 7 ya da 10 gün gibi kısa süreler söz konusu olduğu için ve gerekçeli kararın yazılması çoğunlukla bu süreler içinde yazılamadığından hak kayıplarıyla karşılaşmak söz konusu olabilir.
Süre Tulum Dilekçesi Verilmezse Ne Olur?
Bu dilekçe zamanında verilmezse ve kısa temyiz dilekçesinin ilgili mahkemeye bildirilmemiş olunması durumunda temyiz süresini kesmek mümkün olur. Bu durumda gerekçeli karar temyiz edilmediğinden mevcut haliyle kesinleşip temyiz hakkı ortadan kalkar.
Uygulamada temyiz, süre tulum dilekçesi olarak bilinen bu belge ile gerekçeli kararı tebliğ eden taraf, gerekçeli temyiz dilekçesi vermezse karar yine de temyiz edilmiş sayılır.
Bir Yorum Yap